top of page

Seyahat Güncemin Ölümsüzlestirdikleri / Italya 2015

31/07/2015 - 01/08/2015

Bağlayan Saatler, İzmir.

-Dış hatlar üzerindeki bir bank üzerinde yazılmıştır..

Sanırım hayatımın en heyecan verici anını yaşıyorum. İzmir Adnan Menderes Havaalanındayım. Babam benimle. Rotamız İtalya! Özel bir tur şirketi ilk yurt dışı deneyimim için seçmiş olduğum şirket. 24.00' da olan uçuşumuz rötar ile karşılaşarak 01.15'e uzadı. Sabırsızlanıyorum. En güzeli ise uçağımızın Venedik'e inecek olması. Bunun hayalini ne kadar uzun yıllardır kurduğumu bir bilseniz. Heyecanım düzgün kelime seçiminde beni zorluyor. İlk defa yurt dışı uçağı deneyimi de heyecanıma katıldı hızla geriye sayıyorum.

-Uçak içinde, uçak kalkmak üzere.. ADB.

Evet dedim. Bu benim maceram. Yeni başlayan ve bedenim ölüm ile tanışıncaya dek benimle yürüyecek keyifli bir macera. 25 yaşımdan önce Avrupa Kıtası'ndaki tüm ülkelere ayak basma hedef ve hayalimin ilk perdesi tam bu sahnede saat gece yarısı 01 i 03 geçe başladı..

01/08/2015

Venedik.

-Venedik'te kaldığımız otel odasında yazılmıştır.

data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAPABAP///wAAACH5BAEKAAAALAAAAAABAAEAAAICRAEAOw==

Gece 03.45'te adımımı bu çizme şeklindeki kutsal topraklara attım. Derince çektim havasını içime.. Tur şirketinin otobüsleri ile otelimize bir saatlik biraz kaybolmalı yol sonrası varabildik. Otelimiz tam anlamıyla kusursuzdu. Elbette çok mutluydum ama o tatlı yorgunluk, gözlerimi usul usul okşarken, uyumayı oldukça kısa bir sürede başarmış babamın yanına kıvrılarak dinlenmeye koyuldum. Zira öğle vakti hayallerime kavuştuğumda yorgun olmak bu şehrin büyüsüne haykırı olurdu. 12.10' uyandığım saatti. Babam biraz daha erken kalkmış oteli gezmeye koyulmuştu. Beni telefon ile uyandırmış kahvaltı için aşağıda beklediğini söylemişti. Üzerimi çıkarmıştım ve içeriye esen ılık rüzgar öyle güzel göğsümü okşuyordu ki balkona çıktım. Çan sesleri beni karşıladı. Gece yorganı kalkınca, karşılaştığım güzellik beni şaşırttığı kadar büyüledi. Tamam ülkemiz yeşildi ama bu yeşilin hangi tonuydu? Kahvaltı tam anlamıyla aradığım türdendi. Bol çörekli ve şekerleme dolu. Babam bundan şikayetçi olsa da harika bir kahvaltı sonrası havuz keyfi yaparken, ikimizin de keyfine denecek yoktu doğrusu.. Gitme vakti yaklaşırken odaya çıkıp heyecan ile giyinmeye koyuldum. Bekle beni Venedik ben geliyorum!

-Aziz Mark'ın Çan Kulesi altında yazılmıştır.

Saat tam 16.08, birkaç saatlik otobüs yarım saatlik tekne yolculuğu, beni hayallerime götüren son köprüydü. Lakin sanırım ilk defa bir şehre aşık olma onuruna kavuştum. En güzeli ne diye sorarsanız ; bu asil sevgilimin adı Venedik! Düşünsenize ilk defa yurt dışına çıkıyorsunuz ve karşılaştığınız ilk şehir bu denli asil. Uzun süredir yaşadığım en büyük ilk ve en buydu sanırım. Aziz Mark'ın Çan Kulesi üzerindeki Cebrail ile selamlaştım. San Marco Bazilikası zarifçe önümde eğildi. Dükler Sarayı bir elçiymişimcesine özelce karşıladı. Polte Rialto kucakladı, ara sokaklar öptü, kanal üzerindeki gondollar kıramayacağımız bir teklifte bulundu. O gondola bindiğim o ana, hiç düşünmeden, hayatımdaki en güzel andı diyebilirim. İlk defa Pizza ve Gelato'yu İtalyanlar elinden yedim. Nasıl mı hissediyorum, kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyor. Ki sen Venedik, kayısı renginde bir tunik giyip, dans teklifimi kabul eden ve başımı hiç olmadığı kadar döndüren asil bir kadınsın..

02/08/2015

İtalya / İsviçre Sınırı.

-Alp Dağlarında bir restorantta yazılmıştır.

Otelimizde bir gece daha dinlendikten sonra zorda olsa Venedik'e veda ettim. Üç veya dört saat süren uzun yolculuk beni hayatımın en hoş manzaralarıyla büyülediğinde, hayatımın en özel yolculuklarından birini tamamlamış oldum. Nerede olduğumu tahmin edin Heidi'nin koşuşturduğu o harika Alplerdeyim. Bu aldığımız havaysa, şehirlerde aldığımız da neydi? Yeşilin her tonunu ama en çok da aşk tonunu burada gördüm. Tanrı'nın en büyük sanat eseri, özenle seçilmiş bir Da Vinci portresi, bakmaya doyamadım. İnsanın ömrü uzar buralarda. Turumuzdaki pırıl pırıl kafalar sadece iki saatin yeterli olduğunu söyleyerek beni delirtsede o iki saati dolu dolu yaşamaya koyuldum. Zira kim bilir bir daha ne zaman Alplerde yaşamaya değer iki saatim daha olacaktı ki? Ama değil iki saat haftaları geçirmeye söz vererek Heidi'ye veda ettim. Kendimi bu portre yanında kirli hissettim. Öyle güzelsin ki..

03/08/2015

Verona, Lucca, Parma.

-Lucca'da bir bank üzerinde yazılmıştır.

Şimdi de Verona'dan sizi selamlıyorum. Aman sakın Verona da nedir şimdi diye geçmeyin! Burada harika bir hikayeye canlı tanıklık ettim. Ama siz zaten bu hikayenin ne olduğunu iyi biliyorsunuz.. Romeo ve Juliet'ten bahsediyorum. Kendisiyle o çok sevdiği balkonunda görüştük, Romeo'yu özlediğini anlattı. Eminim o da seni özlüyordur diye teselli etmeye koyuldum. Derin bir iç çekti. Gökyüzündeki yaratıcısına döndü ve birlikte Shakespeare'i andık..

Verona'dan sonra yolumuz Parma'ya düştü. Orta Çağ'ın uslu çocuğu sessizce katedrali içinde karşıladı bizi. Şehir terk edilmiş gibiydi meğersem Parmalılar tatile çıkmış.

Lucca içlerinde en samimi gelen olsa gerekti. Tam bir labirentti. Surları arasında kaybolup Lavanta kokan dükkanlarında huzur bulmaktı. Bir gün daha bu tarih kokan sokaklarda geçiverdi..

04/08/2015

Floransa.

-Santa Maria Del Fiore Yakınları.

Rönesans'ın varisi, sanatın beşiği, Da Vinci'den Michelangelo'ya, Dante'den, Donatello'ya uzanan harika listenin anası, kutsal şehir Floransa.. Nedendir bilmiyorum en çok Floransa bir memleket gibi bana, sanırım kendimi ait hissetiğimden olsa olsam. Duomo Katedrali karşımda yükseliyor, Tanrım, doğru söyle bu Gotik harikasını sen bile kıskandın. Büyülenmek ne kelime, bir katedral güzel olur da bu biraz farklı bir boyut olmuş. Siz Rönesans sanatçıları, Tanrı'dan sonra en büyük yaratıcılar olmalısınız. Ama Floransa böyledir. Bu şehirde Duomo Katedrali ile büyülenip, Signoria Meydanı'nda sarhoş olursunuz. Gietto'nun Çan Kulesi ile şaşırır, Ponte Vecciho Köprüsü ile gururlanırsınız. Bu şehirde attığınız tek bir adımın, Da Vinci ile aynı yere basmak gibi bir olay olduğunu kavradıysanız, Floransa bir memleketten fazlası olur..

04/08/2015

Pisa.

-Pisa Kulesi yakınları, çimlik bir alan.

Hayaller sadece kurulmak için sanırdım. Meğersem en büyük mutluluk, bir hayalin gerçeğe dönüştüğü anmış. Öyleydi o eğik kule beni selamladığında, kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Heyecan ile pozdan poza giren mutlu insanların arasına daldım. Babam beni fotoğraf çekmekten gerçekten yorulmuştu. Ne yapabilirdim ki? Öyle güzel kareler çıkıyordu ki.. O eğik kulede bir fotoğrafım olmalı demiştim yıllar önce, şimdi o fotoğraf elimde, kule de hemen yanımda. Bu çimler üzerinde, bu manzara eşliğinde, dinlenmek hayatımın enlerinden biriydi. Sana da doyum olmadı Pisa..

05/08/2018

Napoli.

-Napoli Limanı yakınları, bir bank üzerinde yazılmıştır.

Napoli veya Nepals tarih bu boyunca bu çizme şeklindeki yarım adanın asi çocuğu olmuştur. Şehre girdiğimde hala bu asiliğin devam ettiğini fark etmedim değil. Mafyaları ile ünlü bu şehir ne çok güvenilir ne de çok samimiydi. Üzgünüm Napoli harika pizzaların ve bir ara baba filmini yaşatmış olsanda harikalarına yakından bakabilecek kadar güvende hissedemedim. Ah Napolyon Bonapart, sana da selam olsun ! Franklar Napoli için niye bu denli isteklisiniz bilemedim ama Napoli Kalesi varken şansınız epey az olacak gibi. Ottova Limanı ve Türk akınlarını da bir an hayallerime dahil etmedim değil. Şehirde sadece birkaç saat geçirdik.

05/08/2015

Pompei.

Vezüv Yanardağı hiç acımamış bu kente, açık bir müzede gezdiğimi düşünmeye çalışırken aslında gördüğüm bedenlerin gerçek oluşu.. Gezdiğim en korkunç ve tüylerimi diken diken eden yer olmalı. Mutlaka görülmeli. Bir o kadar da gelişip refaha ulaşan bu kent sapkınlığı ile ünlenince Tanrısal bir cezaya maruz kaldığı inançlar arasında, bilimsel nedeni ise yanardağ felaketi.

06/08/2015 - 07/08/2015

Roma.

-İspanyol Merdivenleri üzerinde yazılmıştır.

''Her yol Roma'ya çıkar.'' Demişler. Öyle oldu. Gezimin sonu, yolların tümü bu tarih başkentine çıkıverdi. Öyle bir tarih kokusu vardı ki.. MÖ 4'e kadar uzanan. Bir gün yetmezdi tabi bu kente dalga geçer gibi iki dediler. Aslında bir haftaya sığmayacak kadar uzun bir romandı İtalya, ama kendime bu fragmanı, gerçek filme ulaşacaksın nasıl olsa sözü vererek, kendimi şehrin geniş sokaklarına attım. Castel Sant Angelo'da ziyaretteydim bir dükü, İspanyol Merdivenlerinde soluktum. Aşk Çeşmesinde dilek, Kolezyum'da Gladyatör. Ama en çok Sezardım. Kaos, dedikodu, savaş ve kanın kenti barbarların seni neden böyle yağmaladığını çok iyi anlıyorum. Sevgiyle kal önce Sezar, sonra Borgia, şimdi de benim Roma'm !

07/08/2015

Vatikan.

-Aziz Petrus Bazilikası yakınlarında bir bank üzerinde

yazılmıştır.

Uzun bir bekleyiş ve sıkı bir önlem zinciri sonrası papa ile henüz tanışamamış olsamda bir kez daha tarih sahnesinde uzun süre rol almış birçok papanın ama en çok da Aziz Petrus'un tahtına hayran kaldığım bir bazilikada daha fazlası. Hristiyanlar'ın kutsal ana kilisesi. Büyüleyici Freskler, Mozaikler ve heykeller.. Bir tür açık hava müzesi gibi, içeride kocaman bir kültür ve büyük bir sanat yatıyor. Gelin görün ki en büyük pişmanlığım Sistina Şapelini ve Michelangelo'nun harika eserlerini kaçırmış olmam üzerine oldu. Ama sana söz Michelangelo bir gün görüşeceğiz nasıl olsa.

08/08/2015

Roma Fiumicino Havaalanı.

-Dış hatlar üzerinde bir bank.

Eh ne demişler, en güzel şeyler en çabuk bitenlermiş.. Ama benim İtalya rüyam yeni başlıyor ve bu harika fragmanın Milano ile devam edecek bir filmi için kendime söz veriyorum. 23.47 çıkış mührü alındı. 05.05 Uçağımız Türkiye'de. Arridiverci İtalia !

 

bottom of page