top of page

-Seyahat Kameramın Ölümsüzlestirdikleri / Italya 2015-

  • -Yiğit Cebeci
  • 14 Ağu 2018
  • 3 dakikada okunur

Düşündüm de epey yakında başlayacak olan ''Erasmus Günlükleri.'' Blog serisi buralarda olmadan neden daha önceki seyahatlerimi es geçeyim ki? Hem de beni epey ben yapmışlarken... Yakında buralarda sürprizli çok içerik var çok... Şşşt Sürprizzz! Önceki seyahatlerimi ele aldığım serinin ilk bölümünde hiç eğitimi olmamasına rağmen yakaladığı anları güzel ölümsüzleştirdiğine inanan amatör bir hayalperest fotoğrafçının kamerasına yansıyan anlar ve onların hikayesi var! Fakat tekrar söylüyorum ki benden herhangi bir favori listesi beklemeyin. Çünkü ben özellikle konu böyle durumlara geldiğinde asla sıra yapmayı hoş bulmayanlardan olup, her birine ayrı ayrı anlamlar yükleyen biriyim!

1 Ağustos 2015', San Marco, Venedik'

1 Ağustos 2015 Günü, benim için hayatım boyunca en önemli günlerimi saydığım bir liste yaptığımda, ilk üçe girebilecek kadar değerli bir gün benim için. Nedeni açık. İlk Yurt dışı seyahatim desem mesela? Hemde böyle özel bir anın böyle özel bir şehir ile başlıyor olması... İnanın bana Venedik benim için özelin de özeli bir şehir. Fotoğrafın hikayesi hakkında neler söylemeli... Sanırım şöyle demeli, ilk defa yurt dışı deneyimi yaşayan ve anın heyecanıyla her kareyi fotoğraf makinesine kaydetmeye çalışan bir şaşkının San Marco Bazilikası'nı, yağmurun tepesine binmesine bir süre kala kaydetmesi olarak anlatılmalı. Bu fotoğrafı da çektiğim diğer tüm seyahat fotoğraflarım kadar çok seviyorum. Dediğim gibi her birinin ayrı bir hikayesi var ama bu fotoğrafta bazilikanın o hayranlık verici fresk ve Bizans Mimari Geleneğini güzel yakaladığıma inanıyorum. O zamanlar makinemin o denli iyi bir lensi olmadığından netliği için üzgün olup her şeye rağmen değeri büyük olan bir parça!

1 Ağustos 2015' San Marco, Venedik'

Bu fotoğraf da tıpkı ilk fotoğraf gibi anın heyecanıyla tüm açıları yakalama gayretinden ortaya çıkan diğer bir parça. Dükler Sarayı'nın hemen karşısı. O sokak lambaları gerçekten epey büyüktü ve bu nedenle dikkatimi çekmişlerdi ki tam bu sırada fotoğrafın kaydedildiği açıdan yukarısını gözlemleyerek oldukça hoş bir manzara ile karşılaşmış olup hızlıca kamerama sarılmıştım.

2 Ağustos 2015' Alp Dağları, İtalya/İsviçre Sınırı'

Alp Dağlarını anlatmaya inanan bana kelimeler yetmez. Yakında bloğun hemen başında bahsettiğim sürpriz biraz yardımcı olmaya çalışır umarım ama biz dönelim fotoğrafa. İsviçre sınırına geçmeden hemen önce birkaç saat mola verdiğimiz Alp Dağları zirvesinde fakat inanın bana sadece birkaç saatimiz olduğu için içimde hep koca bir ukte kalmıştır, koca bir kusursuz portreyi gözlemlemekte ve kendimi bu büyülü masala kaptırıyordum ki önümde yükselen bu ahşap kilisenin, Alp Dağları zirvesi üzerine çöküp sizi adeta cennete götüren bulutlar ile dansını fark etmiş ve epey de huzur dolarak anı kaydetmeye koyulmuştum.

7 Ağustos 2015' Vatikan, İtalya'

Vatikan'ın dünyanın en küçük ülkesi olduğu doğru ama St.Petrus önünde yükselen koca kalabalık hiç ama hiç küçük değildi. O koca sıradan bıkmış olup tam da kafama Akdeniz sıcağı geçmekteydi ki, St. Petrus önündeki koca çeşmelerin biraz yardımı olabileceğine karar vermiştim. Olmuştu, aynı zamanda bu fotoğraf konusunda da !

Suyun akış anını iyi yakalamıştım fakat ayrıntıları yakalayabilmeniz için her fotoğrafı biraz daha yakından incelemeniz gerekebilir sanırım...

4 Ağustos 2015' Santa Maria Del Fiore, Floransa, İtalya'

Sıra geldi bir tık daha özel olanlara. Mimari bendeniz için epey aşık olunası bir tanrıça! İnanın bana öyle. Katedrallere, bazilikalara, kiliselere, saat kulelerine, kalelere ve köprülere inanın bana aşık biriyim. Bu nedenledir ki kameramanın yüzde 80'i onlar ile dolu! Fakat en nihayetinde özel bir parça var ki gerçekten yakalamaktan çok hoşlanıyorum! İnsanlar oluşturdukları toplumlar. Sosyolog olma hedefi olan biri için bu ilgim epey normal olsa gerek. İnsanları izlemekten ve onların durumlar karşısındaki tepkilerini not almaktan hep hoşlanmışımdır. İşte bu fotoğraf da portesini aile zoruyla yetenekli bir İtalyan ressama yaptırmakta olan küçük bir kızın epey sıkılmış ve artık ağlamaya başlamış değerli bir anından çok daha fazlasından ibaret!

6 Ağustos 2015' Roma, İtalya'

İspanyol Merdivenlerinden inip, hemen karşısında uzanan ve başlangıçta benim Aşıklar Çeşmesi sandığım koca havuz o gün gerçekten canı çıkmış ve dinlenmeye ihtiyacı olan ben için güzel bir duraktı. Hele ki birkaç dakika sonra karşımda böyle kutsal bir manzara uzanırken. Fotoğrafı birleştirerek sunmak istedim çünkü o kadar çok fotoğraflarını çekmiştim ki hepsini buraya sıkıştırmak epey zor olurdu. Bu tatlı çift sıkıntılı bir şekilde bir şeyler tartışmaktaydı, ama benim çok daha hoşuma giden onların büyümüşte küçülmüş halleriydi sanırım. İnanın bana onları görmeliydiniz. Tatlılıklarına hayran kalıp kimseyi umursamadan defalarca ve defalarca kaydettim bu tatlı minikleri ama inanın şimdilerde iyi ki diyorum bu iki küçük güzel insana bakıp! Umarım gelecekte güzel bir çift olursunuz! Baştan sayıp dördüncü fotoğrafa geldiğimde o fotoğrafa epey uzun bakıp diğerlerine göre bir tık daha fazla gülümsediğim doğru..

Serinin ilk bölümünün sonuna gelmiş bulunmaktasınız! İnanın binlerce fotoğraf ve binlerce hikaye vardı fakat ben sizi fazla sıkmadan ve bir tık daha fazla beğendiklerimi merkeze alarak sunumu tamamlamak istedim. Çoğu fotoğrafta mimariyi ve kendimi merkeze aldığım ve bu 6 fotoğrafı sizinle paylaşmak istediğim için böyle kısa sürdü bu serüven ama hiç merak etmeyin seri hızla devam edecek, bir sonraki bölüm Seyahat Kameramın Ölümsüzleştirdikleri ....... 2016 olacak!

Hayalperest benden sevgilerle.

Comments


  • Twitter
  • Instagram
  • Tumblr
  • YouTube
  • LinkedIn

©2018 by Yiğit Cebeci

bottom of page