top of page

-Ilk Siir Denemeleri-

Kutsal Kitap’ın da hemen başında söylediği gibi ''Başlangıçta Söz vardı.'' ve ben sözü yazıya dönüştürebilme konusunda imtiyaz isteyenlerdendim. Fakat 600 küsür sayfalık bir roman kaleme almak bir yana, şiir yazmak bambaşka bir yanaydı ve bunun farkında olabilmek de diğer bir yana. En nihayetinde sözü yazıya dönüştürebilme istidatıyla buluşmuş kimi imtiyazlı avam, yeri gelip derin bir yanılgıya düşerek, her kaleminin döndüğü türde yetenek tılsımıyla donanmış olma yanılgısına kapılırlardı. Bu illüzyona tutulup kasılarak kalemimin beli bükülsün istemedim ve en azından kanımca şiir konusunda roman yazmak kadar hüner sahibi olamadığımı kabul ettim fakat bir yazar olarak emin olduğum tek bir şey vardı ki kimi anlarda insan yüreği her zaman olduğundan daha yoğun bir atıma tutulur, böyle anlarda da ruhunuzu okşayan ilham, önce dile daha sonra da yazıya düşmek için delicesine can atardı. Ne asudeyim ki yaşam serüvenim, birçok kez o yoğun atım selinde boğuldu. Fakat birkaçı ete kemiğe bürünmüş olacak ki ilk şiir ürünlerimi de verir oldu toy kalemim! Şimdi sizi onlar ve onların küçük hikayeleri ile baş başa bırakmak istiyorum.

 

EROS DEDİKLERİ OLSA GEREK İÇİME

Ilık bir Ağustos akşamı

Otururken bir Kaledonya iskelesinde,

İlk defa bir kadın

Huzur veriyordu içime.

Gözleri, o küçük gözleri

Çarpıyordu gözlerime

Amor diye çırpınıyordu kalbi,

Huzur verirken içime.

Yeni bir sayfa açarken birlikte,

Şu soruyu sordum önce

Yepyeni bir hikayaye var mısın diye,

Açık değil mi derken,

Yine huzur veriyordu içime.

Ve Kaledonya fısıldadı

Bu bir devrim diye,

İşte o an anladım, bu sonu bitmez bir hikâye.

İşte bu aşk öyküsü,

Yazılırken böylece

Yine huzur veriyordu içime…

20.08.2017

 

''Eros Dedikleri Olsa Gerek İçime Şiiri, karalandığı gibi 2017 Ağustos'unda dile ve yazıya geldi. O zamanlar ben Eros dedikleri şeyin beni yakaladığına inanırdım daha sonralarında ise Eros'un aslında nasıl bir varlık olduğunu öğrenme konusunda önemli bir adımı atmakta olduğumu öğrenmiştim. Çok fazla imge sahibi olmadığından daha çok duyguları dile dökme niyeti taşıdığı söylenebilir...''

 

ÖLÜMÜ ÖLDÜRMEK

Bir zihin çığırtkanlığı bu

Atıp atmamakta kararsız

Kalpsizliğin büyük kalbi.

Bir yanı sonsuz hayal gücü

Bir yanı karanlık, kasvetli.

Bir vahiy kitabı var fırtınanın hemen ortasında,

İçinden yükselen bir de Tanrı!

Orta Çağ çökmüş böğrüne,

Bir eli yanıyor yine de Rönesans diye.

Dökülüyor parlak kanı altın bir sunağa,

Belki de hiç orada olamayacak, olsa bile

Zihnin orada olamayacağı altın bir sunağa.

Kendine ait bir oda, yükseliyor beyaz parlak bir ışık.

Birçok şehvet de var orada.

Ama Platon tanımlamış Erosu nasıl olsa.

Bir Tanrı’nın diğer bir Tanrı’yı öldürmesi bu.

Kefaret ağır ödenmiş ama ne mutlu! Besleniyor o parlak kanla,

Kendi, belki kendi olmayan kutsal tragedya.

Fırtına büyük ama ne yazık ki daha da büyük o korkunç yılan.

Düzenin düzensizliğe giydirmeye çalıştığı büyük düzensizlik.

Yine de yılanı beslemek daha kolay şimdi

Belki de her zamankine göre.

Onun kurbanları, kendi çocuklarını feda edecek kadar

Zavallı şimdi.

Kurbanlara tutunanlar var bir de, vampir gibi emenler.

Ama zaten kördür onlar.

Yılan da en çok kör olanları sever zaten.

Bir kahraman büyümüş her şeye rağmen.

Düzenin düzensizliğe giydirmeye çalıştığı,

Demirden zırh düzensizliğinde.

Kendini gerçekleştirme zehriyle yıkadığı

Excalibur kılıcını taşıyor o şimdi.

Ve saplamış bu Leviathan yılanının yüzsüz yüzüne.

Kendi derisinden yılanın bu Excalibur kılıcı.

Bu yüzden fark edememiş olsa olsa bu kutsal kılıcı.

Boşalıyor yuttuğu tüm emek şakaklarından.

Kibir kusuyor, beğenmişlik akıyor, uzun burnundan.

Yediği haklar sarmış dört bir yanını.

Boğuluyor kendi sandığı kirli kanda.

Açık bir yara bu, kapanmaz onlar asla.

Bir ütopya bu distopya olur mu bilinmez.

Ama demiş ya Deccal nasıl olsa,

‘Kahraman dönemler yoktur, kahraman insanlar vardır.’*Diye.

Biz de inandık bu Deccala bir üst insan olur mu diye acaba.’

05.07.2018

 

''Ölümü Öldürmek' Şiiri benim için değeri çok büyük bir şiir. Nedeni içinde gerçekten çok fazla imge taşıyor olması yanı sıra ilk defa yarattığım tablomu, orada çizdiklerimi, söze ve yazıya dökebilmesinden de öte. Buradaki imgeleri tek tek açıklayabilmem için öncelikle eserimi tanıttığım ayrı bir blog daha ele almam gerekir. İşte o nedenle eserimi kaleme alan bir blog sonrası şiir üzerine ayrı bir blog bile oluşturabilirim hatta. Bunu zaman gösterecek sanırım.''

 

bottom of page